İSTANBUL (İGFA) – Üsküdar Üniversitesi Tıp Fakültesi Öğr. Gör. Dr. Cengiz Gül’ün moderatörlüğünde gerçekleşen aktifliğe, Üsküdar Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Haydar Sur, öğretim vazifelileri ve Tıp Fakültesi öğrencileri katıldı. Çevrimiçi düzenlenen aktiflik, ‘Ulusal Sıhhat Bilişimi Sistemimiz’ bahisli aktiflik, Sıhhat Bakanı Yardımcısı Dr. Şuayıp Birinci’nin iştirakiyle gerçekleşti.

YOĞUN BAKIM YATAK SAYISI EN YÜKSEK ÜLKE TÜRKİYE

Hastane sayısının azlığı ve var olan hastanelerin eskiliğine değinerek kelamlarına başlayan Sıhhat Bakanı Yardımcısı Dr. Şuayıp Birinci, “Hastane sayımız yüzde 35 arttı, hastane yaşı da 49’dan 13’e düştü. Son 15 yılda 120 bine yakın yatak eklendi. Kamuda ağır bakımları 28 kat arttırdık. Dünyada nüfus başına ağır bakım yatak sayısı en yüksek ülke Türkiye. Bunun için pandemide hiç kimse yataksız kalmadı.” dedi.

Sağlık kesiminde harcanan paraya nazaran dünyada memnuniyetin en yüksek ülkenin Türkiye olduğunu aktaran Dr. Birinci, “Bu bilgi sıhhatteki harcamanın ne kadar nitelikli bir biçimde kullanıldığını ortaya koyuyor.” dedi.

Sağlık hizmetinin daima değişen ögelerinin varlığı nedeniyle sistemi daima yenilemek gerektiğini kelamlarına ekleyen Birinci, “Beklentiler de öbür bir yere gidiyor lakin değişmeyen bir şey var; yaşlılık, kronik hastalık oranı artıyor. Sistemi güçlendirecek en büyük aracımız teknoloji.” sözlerin kullandı.

20 yıl evvel Ağrı ve Ankara ortasındaki nüfusa oranla 13 kat doktor farkı bulunduğunu, bugün o farkın 2 kata kadar düştüğünü lisana getiren Dr. Şuayıp Birinci; eldeki bu stil dataların lakin dijitalleştirerek oluşturulabileceğini söyledi. 2004 yılında ‘Türkiye Sıhhat Bilgi Sistemi Hareket Planı’ oluşturulduğunu hatırlatan Birinci, “Bu teşebbüs bugün için kolay bir hareket olsa da o gün için muhtaçlığı karşılayan bir doküman olarak kıymetlendirilebilir. Akabinde oluşturulan ulusal sıhhat sözlüğü de en değerli yapı taşlarından biri. E-Nabız üzere bir sistem ve Merkezi Tabip Randevu Sistemi kuruldu. MHRS Londra’da en uygun proje seçildi ve hala bu kadar büyük bir proje yok. İlaç takip sistemi de dünyadaki en pahalı uygulamalardan biri. Ulusal bazda ve sıhhat sistemleriyle entegre kullanılabilen tek takip sistemi. 10 bin kayıtlı ilaç çeşidi, 19 milyar kayıtlı kutu sayısı var. Günlük süreç sayısı 79 milyon ve yaklaşık 27 bin eczane bu sistemi kullanıyor.” diye konuştu.

Öncelikle İstanbul hastaneleri ortasında başlatılan ve daha sonra tüm Türkiye’de kullanıma açılan e-nabız sisteminin emelinin bireyleri yanlışsız hastanelere yönlendirmek olduğunu kaydeden Sıhhat Bakanı Yardımcısı Dr. Şuayıp Birinci, “İstanbul’da her gün 500 binin üzerinde hasta yakını trafiğe çıkıyordu. Herkesin merkezi yere gelme gereksinimi olmamalı diyerek, nerede olursa olsun ilgili branşlara erişebilmesi için gayret verdik. Hastadan sıhhat yöneticilerine kadar herkes kendine ilişkin verilere ulaşabilsin diye elektronik sıhhat kaydı sistemi kurduk. Dünyadan farkımız bu noktada ortaya çıkıyor. Herkes sıhhat verisi topluyor, biz bilginin geçirdiği bütün süreci kayıt altına aldığımız için hem sıhhat hem yönetimsel bilgi topluyoruz.” halinde konuştu.

“E-NABIZ PROJESİ DÜNYAYA ÖRNEK GÖSTERİLDİ”

E-nabız sisteminin bugün 72 milyon kullanıcısı olduğu, 4.9 milyar giriş yapıldığı ve sistem üzerinden 14.5 milyon organ bağışı yapıldığı bilgisini paylaşan Birinci, “Farklı sistemler birlikte çalışıyor. Yabancı birine anlattığımızda bunu nasıl başardığımız sorusu ile karşılaşıyoruz. Dünyada bir örneği bulunmuyor. Bütün sıhhat kurumlarındaki bilgilere erişilebiliyor.” dedi.

Hasta yakınlarının bilgilendirilmesi konusunda da e-nabız sisteminin kullanılabildiğini belirten Birinci, “Bunu bir batılıya anlatmakta zorlanıyorsunuz. Aile bireyleri aracılığıyla sıhhat verisine bakan bir kitle oluştu. E-nabız projesi dünyaya örnek gösterildi.” sözlerini kullandı.

“TEKNOLOJİ HAYATIMIZA DOKUNUYOR”

Yapay zeka teknolojilerinin sıhhat alanında kullanıldığını kaydeden Dr. Birinci, “Yapay zeka sayesinde erken teşhis oranını yüzde 50’nin üzerine çıkarmış durumdayız. Evvelden göğüs kanserine yakalanan bayanların yüzde 20’sine 4. yahut 5. düzeyde teşhis konabiliyordu. Artık ise yalnızca 200 bayandan 1’i 4. yahut 5. düzeyde teşhis ediliyor. Hepsini çok daha evvel yakalıyoruz. Bunları teknolojinin hayatımıza dokunduğunu göstermek için söylüyorum.” dedi.